downstairs

5 Mart 2009 Perşembe

Karın Ağrısı



Karın ağrısı her zaman motoru bozduğunuzun belirtisi değildir.

Sanırsın ertesi gün öss sınavı var,geceden başlamış karın ağrıları. Kolay değil ,Kadıköy askerlik şubesi'ne gidip durmumu öğrenicem. Tehlike büyük,aynı zamanda kutumda büyük hissediyordum, sanki büyük bir şeyle karşılaşıp , iki gün sonra askere çağıracaklar banada ''büyük girecek'' hissi var.
Yatakta ''büyük'' ile ilgili herşeyi düşündüm(evet şu an aklına gelenide).
Erkenden uyandım ,aynı sınav sabahlarındaki gibi,karnım hala ağrıyordu,tehlike ve stresli anlarda saatlerce tuvalette kalma hissi gibi birşeydi bu.Oysa acelem neydi?, askerlik şubesine giden ilk insan benmiydim?bu soruları kendime sormak ne yazıkki akşam yatarken aklıma geldi.

Güzel kahvaltımı yapıp duş aldım, olaki bir kontrol de utanılacak bir durumla karşılaşmamak için.. miss'ler içinde attım kendimi sokağa.. karın ağrıları şiddetleniyordu, oysa banyoda yeteri kadar vakit harcadığımı düşüyordum.

Metin abi'yi gördüm, gazeteleri diziyordu,gittim gazete aldım,parayı verdikten sorna metin abi'nin şaşkın bakışları arasında - allah'a emanet ol abi- gibi arabesk bir cümle kurdum,sanırım sabah evden çıktıktan sonra taşra'lı damarlarım bi ayrı kabarmıştı.Dolmuşta gazeteye gözgezdirdim ama karnım şiddetli biçimde ağrıyordu. büyük an geliyordu, kutuma gitmek zorundaydım,büyük olduğunu bile bile..

Şubenin önüne yaklaştıkca uzunlu kısalı irili zayıflı yaklaşık 100 civarı yağız delikanlı gördüm, o anki mutluluk, öss sonucuma bakıp yerleştirildiğimi öğrendiğim günle eş değerdi.ama o arabesk tavır tekrar gelmişti üzerime - kaptan indir şubede be -(be?) insanların arasında kuyruk sonuna giderken ilk defa kaynak yapmak istemedim, hepsinin kader aradaşım,devrem olduğunu düşündüm, anlamsız bir yakınlık hissetmeye başlamıştım,biri kalem istedi,kırtasiye alasım geldi
-boş kağıtta var veriyimmi kardeşim? (kardeşim)

korkak adımlarla içeriye girip sıra numarası aldım,yerli şube , yabancı şube kavramını ilk orda öğrendim, yerli'den numara alıp sıra beklemeden işlemlerim için üst kata doğru yöneldim.
karnımın ağrısı birden geçmişti,çünkü adem abi sıcak bir memurdu. o büyülü tarihi bana söylediğinde derin bir oh çekip elini ayağını öpesim gelmişti.adem abi iyi insandı.

evrakları askere verdim,askerde imzalatmak için albay'ın odasına giricekti.o giriş dakikarında askerin yaşadığı duyguları anlatamam hissetmek lazım.Nazik bir şekilde ahşap kapı iki kez tıklatıldı ve kulak kapıya dayandı, gir komutunu aldıktan sonra kapıyı actı.Acmasıyla albayın tok ve gür sesi -o kalabalık ne , boşaltın orayı gerizekalılar- ardından bir telaş,bir telaş,herkezin eli ayağı birbirine dolaşıyordu, 1ometrekarelik yerde olağanüstü hal hareketlerine girişiliyordu.
-tek tek girsinler içeri-

karnım ağrımaya başlamıştı,ellerim buz kesip,yüzümde bir yanma efekti oluşmuştu,
-gel !-

tam içeri giriyordumki... etraf birden bembeyaz oldu. Toz bulutu kapladı birden odayı, ayaklarım yerden kesildi,kısa süreki ruh bedenden ayrılmıştı.
- arkanda baban yaşında adam var ! görmüyormusun oğlum onu ! cevap versene!
+görm...
-sus ! birde size eğitim vericez,askerlik yaptıracağız he ! getir !

imzalayıp,önüme attı kağıtları,geri geri terkederken odayı selam çakma zorunluluğu hissettim ki,tuttum kendimi.
dışarı çıktığımda görevli askerler tarafında tebrik ve teselli edildim.
albay fırçası sıçıttırıyormuş altına adamın,sivil birinde böyle etki bırakıyorsa ,askeri düşünemiyorum bile.
sonra mı?.. hani streetfighter'da ryu mevzuyu bitirince güneşe yürüyorduya,bende Burhan Felek'in ordan aşağı doğru yürüdüm.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder